26 Ekim 2010 Salı

..

Çöpü aldım, çekimser adımlarla 'insan' topluluğunun yanına gittim.
Baktım bunlar hakikaten 'insan'. Mutluyu sevdiler çünkü; tüfekle vurmak istemediler, zehirlemek istemediler, mideleri bulanırmış gibi bakmadılar, bu hayvanın bişeyinden faydalaranilir miyiz diye de düşünmediler.
'insan'larla konuşmaya başladım. Bizim bahçeye geldiler. Bizi incelediler. 12 ay burada yaşadığımızı öğrenince daha da bi şaşırdılar, daha da bi merakları arttı. Baytar biraz çekindi. 'İnsan' gördü ya, şaşırdı ama ben kararlıydım bu 'insan'larla konuşacaktım. Grubun rehberi email adresimi aldı.
Derken hafta içi posta kutuma bir email geldi. Haftasonu yürüyoruuuz.
Hatta çay molasını bizim bahçede veriyoruz.
Sabah uyandım, 'insan'ların arasına katılacak olmanın verdiği keyifle çayları demledim, bahçeye bi masa hazırladım, beklemeye başladım.
60 tane 'insan' geldi. Birden it de dahil heyecanlandık ama ben çabuk toparladım. Baytar yine heyecanlıydı, sadece camdan merhaba diyebildi. Çayları içtik, koyulduk yolda.
Anadolu kavağına kadar, ceylan gibi sekeee sekeee yürüdüm. Arada bir 'insan'larla konuştum. Çok hoşuma gitti.
Haftaya tekrar yürüyeceğiz. Bu sefer Sarıyerde.
Belki Baytar da gelecek.
Güzel bir pazar daha beni bekler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder